İstanbul

İstanbul'a gitme tribi diye bir şey vardır efendim. Ben buna derinden, sarsılmaz bir inançla bağlıyım. İstanbul'a gidince iletiyi "@istanbul" olarak değiştirmek örneğin. Ya da İstiklal caddesinde çekilen fotoğraflar, Nevizade'de içilen içkilerin anlatılması vs...

Bir de yeni bir rok grubu olarak istanbul üzerine güzellemeli çirkinlemeli şarkılar yapmak prodüktörlerin anlaşma imzalarken ortaya koyduğu ilk şartlardandır. İlk aklıma gelenler Sensiz İstanbula Düşmanım, İstanbul'da, İstanbul'da Sonbahar, Duman'ın İstanbul şarkısı, Yaşar Kurt ve Mavi Sakal da var ya; Mavi Sakal'ı liste dışı tutmak isterim. Yavuz Çetin'i de elbet. Zira onların İstanbul'la münasebeti bu kadar piyasa değildir bence, dertleri bambaşkadır onların. Bambaşkaydı yani, Yavuz Çetin'e selam olsun.

Neysefenim,

Tutup bu kadar eveledikten sonra bir İstanbul şarkısı yayınlamak nasıl da zor benim için bir bilseniz. Lakin birkaç haftaya kadar pek takıktım Peyk efendilere. Grubun tarihi 91'lere kadar dayanıyormuş. 2007'de çıkan Suluşaka albümleriyle de bize bu güzel müziklerini sundular. Gruptan uzun süredir pek ses çıkmıyordu, "neredesiniz" başlıklı mailime "buradayız yeni albümün şarkılarını prova ediyoruz" dediler. Mutlu oldum elbette. Bu şarkıyı da liste dışı tuttuğumu belirtmemin hemen ardından Peyk İstanbul ile sizi başbaşa bırakmayı kendime borç bilmeyim de napayım?

Peyk - İstanbul

2 yorum:

Burcu Yağmur Kabaalioğlu dedi ki...

o zaman seniniçün! :
"@istanbul"

(neyk?)

tam tam tam dedi ki...

Yapmayacaktın, kıymayacaktın.